Kur'an-ı Kerim » Türkçe » Müzzemmil Suresi
Choose the reader
Türkçe
Müzzemmil Suresi - Ayet sayısı 20
إِنَّا سَنُلْقِي عَلَيْكَ قَوْلًا ثَقِيلًا ( 5 )
Dogrusu biz, senin üzerine agir bir söz birakacagiz (Kur'an vahyedecegiz).
إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا ( 6 )
Çünkü gece kalkisi hem daha etkili, hem de söz bakimindan daha saglamdir.
إِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا ( 7 )
Çünkü gündüz senin için uzun bir mesguliyet vardir.
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا ( 8 )
Rabbinin adini an ve bütün gönlünle ona yönel.
رَّبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا ( 9 )
O, dogunun ve batinin Rabbidir. Ondan baska tanri yoktur. O halde yalniz O'nu vekil tut.
وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَاهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَمِيلًا ( 10 )
Baskalarinin diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayril.
وَذَرْنِي وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا ( 11 )
O yalanlayici zevk ve refah sahiplerini bana birak, onlara biraz mühlet ver.
وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا ( 13 )
Bogaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.
يَوْمَ تَرْجُفُ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ وَكَانَتِ الْجِبَالُ كَثِيبًا مَّهِيلًا ( 14 )
O gün yer ve daglar sarsilacak, daglar erimis bir kum yiginina dönecek.
إِنَّا أَرْسَلْنَا إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَا أَرْسَلْنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ رَسُولًا ( 15 )
Dogrusu biz size taniklik edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermistik.
فَعَصَىٰ فِرْعَوْنُ الرَّسُولَ فَأَخَذْنَاهُ أَخْذًا وَبِيلًا ( 16 )
Firavun o elçiye isyan etmisti. Biz de onu agir bir yakalayisla yakaladik.
فَكَيْفَ تَتَّقُونَ إِن كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا ( 17 )
Peki inkâr ederseniz, çocuklari ihtiyarlatacak o günden (kiyamet gününden) kendinizi nasil kurtaracaksiniz?
السَّمَاءُ مُنفَطِرٌ بِهِ ۚ كَانَ وَعْدُهُ مَفْعُولًا ( 18 )
O günün dehsetinden gök yarilir. Allah'in sözü kesinlikle gerçeklesmistir.
إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا ( 19 )
Iste bu bir ögüttür. Artik dileyen Rabbine bir yol tutar.
إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ ۚ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ ۚ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ ۚ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَىٰ ۙ وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ ۙ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ ۚ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا ۚ وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا ۚ وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ( 20 )
Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azinda, yarisinda ve üçte birinde kalktigini, seninle beraber bulunanlardan bir toplulugun da böyle yaptigini biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacaginizi bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'in lütfunu arayan baska kimseler ve Allah yolunda savasan daha baska insanlar olacagini bilmistir. Onun için Kur'ân'dan kolayiniza geldigi kadar okuyun, namazi kilin, zekati verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayirli islere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiginiz her iyiligi, Allah katinda daha hayirli ve sevapça daha büyük olarak bulacaksiniz. Allah'tan bagis dileyin. Kuskusuz Allah bagislayandir, merhamet edendir.
Rastgele Kitaplar
- İlim, dînî bir zorunlulukturHiç kuşkusuz ilim, fert fert ve birbütün olarak toplum hayatının üzerine kurulduğu zorunlu maslahatlardandır. Bu zorunlu maslahatlarda bozukluk olduğu takdirde hayat nizamı düzgün işleyemez. Bahsedilen bu zaruri maslahatlar gerçekleştirilmediği takdirde toplumun durumu bozulmaya meyleder ve Şari’in onun için istemiş olduğu yoldan sapar. Aslı, Prof. Dr. Nasır el-Umer'in verdiği iki konferanstan ibâret olan bu kitap, ilim, onun öneminden, fazîletinden ve günümüz müslümanlarının ilme karşı tutumlarından bahsetmetedir.
Yazan : Nasır b. Süleyman el-Ömer
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : Guraba Yayınevi
Source : http://www.islamhouse.com/p/339156
- Kabirler, Bid'atler ve Ölümü HatırlamaHanifî âlimlerinin önemsedikleri ve gerek eserden, gerekse yazarından övgüyle bahsettikleri bu kitap, İslâm dünyasının birçok yerinde yaygınlaşan kabirperestlik hastalığını ve kabirlerde işlenen birçok bid'atleri Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hadislerinden delillerle açıklamıştır.
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Çeviren : M.Beşir Eryarsoy
Yayınlayan : Guraba Yayınevi
Source : http://www.islamhouse.com/p/260909
- Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Hayatından Îmânî DerslerBu kitap, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dünyaya gelmeden önceki hayatı ile vefatına kadar olan süre içerisindeki hayatından alınması gereken birtakım dersleri içermektedir.Bu ibretli dersleri, değerli âlim Ahmed Ferid, okuyana zevk veren bir üslupla derleyip düzenlemiş, ardından da bütün müslümanların faydalanması için kitabı tekrar gözden geçirmiş ve ona ta'likte bulunmuştur.
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : Guraba Yayınevi
Source : http://www.islamhouse.com/p/191801
- Kur'an ve Sünnetten Önemli Duâ ve Zikirler-
Yazan : Halid el-Cureysi
Çeviren : Muhammed Şahin
Source : http://www.islamhouse.com/p/962
- İslâm'da MezhepBu risâle, ictihad ve taklid konusunda yazılan en değerli kitaplardan birisidir.Kitabın yazılmasının sebebi; yazarın -Allah ona rahmet etsin-, kitabın önsözünde dediği gibi şöyledir: "Bana, Uzakdoğu ülkelerinden Japonya'nın Tokyo ve Osaka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektubun özeti şöyleydi: "İslâm nedir? Mezhep ne demektir? İslâm dîniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Mâlikî, Hanefî, Şâfiî veya Hanbelî olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı.Japon fikir adamlarından birkaç aydın, İslâm dînine girmek ve îmânla müşerref olmak istediklerini Tokyo'daki müslüman cemiyetine bildirdiler.Hindistanlı müslüman bir grup: "Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife'nin mezhebini seçmeleri", Endonezyalı bir grup ise; "Şâfiî mezhebini seçmeleri gerektiğini" söylediler. Japonlar, onların bu sözlerini işittiklerinde bu tutumlarına şaşırıp hayret ettiler.Mezhep meselesi onların müslüman olmalarının yolunu tıkadı." İşte bu risâle, bu konuya bir cevap niteliğindedir.
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : http://www.islah.de web sitesi
Source : http://www.islamhouse.com/p/293056